PKK’nın medyasında başlatılan “TSK kimyasal silah kullandı” iftirasına Türkiye’nin önde gelen terörist sevicileri balıklama atladılar.

Başta PKK’nın politik uzantısı HDP olmak üzere, CHP içerisine yerleştirilmiş örgüt sempatizanları, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı gibi özel yetiştirilmiş kişilikler PKK’nın kuryeliğine soyunarak iftiranın yerel ve uluslararası düzeyde dolaşımını üstlendiler.

PKK’nın kimyasal silah yalanı Türkiye Cumhuriyeti’ne savaş suçlusu damgasını vurabilmek için ileri sürülmüş bir provokasyondu.

Aslı astarı olmadığı için, ciddi bir kanıda dayanmadığı için, can çekişen örgütün yardım çığlığından başka bir anlam ifade etmediği için beklenilen etkiyi yaratmadı.

Fakat “kimyasal iftira” başlangıçtaki amacından saparak bir turnusol kâğıdı işlevine büründü ve ülkemizdeki terör sevici organizmaların toplumsal bünyemizde tutundukları konumları belli etmelerine vesile oldu.

Boğaziçi Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülünü kazanan Özcan Alper isimli şahıs, yer bildirimi yapan isimlerden birisiydi.

Aldığı ödülü terör propagandasından tutuklanan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya ithaf ettiğini açıkladı.

Alkış aldı…

Şuursuz atmosferi kıran, Burak Haktanır isimli oyuncunun “O kadın TSK’ya iftira attı, günlerdir PKK sayfaları kadına destek veriyor” şeklindeki cümleleri oldu.

Tepki aldı…

Sanatçının özü gereği muhalif bir kimliğe sahip olması gerektiğine çekincesiz katılabiliriz. Ancak muhalifliğin terör örgütü sempatizanlığı seviyesine indirgenmesi, sanatçının bağımsız doğasına zincirlerin en kirlisini vurmaktır.

Sanatçı aydın olacaksa, gerçeğin izinden ayrılmayacaksa, gerçeğin izinden giden birisi binlerce insanımızın katili PKK’nın alçak iftirasına nasıl alet olur?

Ne yazık ki sanatçı ve entelektüeli kaçınılmaz olarak kendi toplumunun düşmanı haline getiren sakat bir düşünce Türkiye’de kanıksanmış haldedir.

Böyle olduğu için entelektüel kisvesi ardına gizlenen kirli amaçlar kendilerine meşru zemin yaratıyor.

Özcan Alper’in ufak bir araştırmayla, Selahattin Demirtaş’a oy vereceğini ifade ettiği bir videosuna rastlamak ve yönetmenliğini yaptığı Sonbahar adlı filmde örgüt argümanlarını işlediğini görmek meselenin ardında sanatçı muhalifliğine sığınarak kusulan bir ideolojik bilinç olduğunu gösteriyor.

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Özcan Alper’in kürsüden ifade ettiği gibi “barış istediği için” tutuklanmadı.

Terör örgütünün “Türk Silahlı Kuvvetleri kimyasal silah kullanıyor” propagandasının üzerine bir bilim insanına yakışmayan ciddiyetsizlikle atlayarak kendisini PKK’ya bile isteye malzeme haline getirdiği için tutuklandı.

Böylesine çarpık bir mantığı destekleyenler Eren Bülbül’ü, Fethi Sekin’i, Aybüke öğretmeni, daha nice masum insanımızı kimyasal silah kullanmadan öldüren örgüte, savaş etiğine uygun cinayetlerinden dolayı teşekkür edebilirler.

Ama bu topraklar merhum Atsız’ın dediği gibi “Şehitlerden 50 milyon bekçisi olan, aşılmaz bir kale” ise hakkaniyetin soğuk tokadını suratlarına indirenleri de her daim karşılarında bulacaklardır.

Burak Haktanır onlardan birisiydi…