Kıbrıs için de “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak. Ancak hiç bırakmıyoruz. Herkes adanın bir tarafından çekiştiriyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Kıbrıs’ın jeopolitik önemini falan bir kenara koyup, adayı Kıbrıslılara bırakmak lazım. Kaderlerini kendileri belirlemeli” açıklamalarını yapmış bir Tunç Soyer’in “İzmir’in ayrı bir bayrağı olsun, ayrı bir para birimi olsun” düşüncesi şimdi basit görülebilir mi?

          CHP, HDP, İP ittifakının ürünü olan Ekrem İmamoğlu’nun ve Tunç Soyer’in skandalları bir türlü bitmiyor. CHP, HDP, İP ittifakının kazanan diğer belediye başkanlarının hepsinin de şişirilmiş bir balon olduğu anlaşıldı ama özellikle bu iki isim sürekli Türkiye gündeminde tartışılan olmaktadır.

          Ekrem İmamoğlu ve Tunç Soyer öyle bir hale geldi ki, seçilmeleri için canını dişine takan ittifak ortakları bile herkesten çok eleştiriyor. Mesela İP isimli parti seçilmesi için CHP ve HDP’den çok kendini parçaladığı halde, İP Genel Başkan Yardımcısı Şenol Sunat ekranlara çıkıp, milyonların huzurunda “Ekrem İmamoğlu, İYİ Partinin adayı değildir, bizim belediye başkanlarımız böyle bir şey yapmaz” diyebildi.

          Yine İP Genel Başkan Yardımcılarından Müsavat Dervişoğlu geçtiğimiz günlerde Tunç Soyer’i “Cumhuriyet Halk Partili İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığından İYİ Partinin beklediği İzmir’in doğru, ehil insanlarla yönetilmesidir. Siz sadece İYİ Partinin değil, Cumhuriyet Halk Partisinin de sağlam damarını rahatsız eden uygulamalara imza atmaya devam derseniz, toplumsal kaygıyı artırmaktan geri durmayacağınızı göstermeyi sürdürürseniz sabrın da bir sınırı var” sözleriyle hedef aldı.

          Müsavat Dervişoğlu’nun bu uyarı ve eleştirilerinden hemen sonra Tunç Soyer, Türkiye’de yine bir bölücü söylemiyle gündem oldu.

          İzmir’in ayrı bir bayrağı olsun, ayrı bir para birimi olsun” düşüncesini hayata geçirmek için çalışmalar yaptığını ama “Senin bir eyalet kurma çaban olduğu anlaşılır, sonuçta İzmir’i memleketten kopartacak bir çalışma olarak algılanır” sözleriyle uyarıldığını ifade etti.

          Tunç Soyer’in kazanması için en çok çalışanlardan biri olan İP Genel Başkan Yardımcısı Müsavat Dervişoğlu bile Tunç Soyer’in “İzmir’in ayrı bir bayrağı olsun, ayrı bir para birimi olsun” düşüncesinin kamuoyuna yansımasından günler önce “sabrın da bir sınırı var” diyerek Tunç Soyer’in bölücü eylem ve söylemlerine tepki göstermişse demek ki yakında Ekrem İmamoğlu’na dedikleri gibi “Tunç Soyer, İYİ Partinin adayı değildir” diyeceklerdir.

          Bazı CHP’liler ve yancıları, Tunç Soyer’in “İzmir’in ayrı bir bayrağı olsun, ayrı bir para birimi olsun” düşüncesini “Ne var bunda canım, üzerinde durulacak bir şey değil, Tunç Soyer hiç mi düşüncesini açıklamasın?” gibi cümlelerle basitleştirmeye ve yoğunlaşan tepkileri azaltmaya çalışıyorlar.

Tunç Soyer, İzmir turizmini ve tanıtımını düşünerek böyle düşünceler üzerinde çalışıyormuş…

Bak sen!

          Keşke Tunç Soyer’in sicilinde sadece “İzmir’in ayrı bir bayrağı olsun, ayrı bir para birimi olsun” düşüncesi olsaydı da sadece bunun üstüne yoğunlaşıp, onu bununla kınasaydık…

          Kıbrıs için de “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak. Ancak hiç bırakmıyoruz. Herkes adanın bir tarafından çekiştiriyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Kıbrıs’ın jeopolitik önemini falan bir kenara koyup, adayı Kıbrıslılara bırakmak lazım. Kaderlerini kendileri belirlemeli” açıklamalarını yapmış bir Tunç Soyer’in “İzmir’in ayrı bir bayrağı olsun, ayrı bir para birimi olsun” düşüncesi şimdi basit görülebilir mi?

          İzmir’de HDP’nin bir eylemine katılıp “Gücüm neye yetiyorsa, elimden ne geliyorsa gücünüzü arttırmak için destek olmaya hazırım. Ben de bir vatandaş olarak, bir insan olarak yanınızdayım” diyen bir Tunç Soyer’in İzmir’i eyalet yapma düşüncesi şimdi sıradan görülebilir mi?

          Hendek-çukur olayları zamanında Türk askeri, polisi Diyarbakır Sur’da terör örgütü PKK’ya karşı mücadele ederken “Gerçekten kahroluyoruz, uzakta olmak, bir şey yapamamak, elimizden bir şey gelmemesi, bizi son derece üzüyor. Gitmek istiyoruz bir yandan, ama görüyoruz ki, orada bırakın bizim gibi sıradan insanları, milletvekilleri, üst düzey yöneticiler bile giremiyorlar içeri. Çok sıkı bir denetim olduğunu duyuyoruz” diyerek yüreğini PKK’lılar için seferber etmiş Tunç Soyer’in bölücü düşüncelerine İzmir’i alet etmesi nasıl basitleştirilir?

          Teröre yardım ve yataklıktan alınan HDP’li belediye başkanlarına sahip çıkan, onların İzmir’de toplantı yapmasını organize eden, HDP’lileri İzmir Büyükşehir Belediyesinde önemli konumlara getiren Tunç Soyer’in, HDP gibi bölücü virüsünü İzmir’e taşımaya çalışması nasıl önemsiz görülebilir?

          Yani bu özete baktığımızda, kimse Tunç Soyer’in İzmir düşüncesini iyi niyetli göremez. Tunç Soyer, safını PKK’dan yana seçmiş, Türklüğü ilgilendiren konularda düşman safından seslenen birisidir.

          Tunç Soyer gibilere, Ekrem İmamoğlu gibilere Türkiye’de daha büyük fırsat verilsin bunlar ülkeyi PKK’ya, Rum’a, Yunan’a peşkeş çekecek kadar ihanet yüklü adamlardır.

          O yüzden CHP odaklı bu ve benzeri isimler ne yaparsa yapsın her şeylerine şüphe ile yaklaşmak, Türkiye’nin milli menfaatine olacak davranıştır.

          Emin olun Tunç Soyer bu ülkede Cumhurbaşkanı olsun Türkiye’nin her şeyini değiştirir, terör örgütü PKK’nın hedefine uygun bir Türkiye atmosferi yaratır.

Babası neydi ki, oğlu ne olsun…

Bakın İP’lilerin bile sabrını taşırmaya başlamış…