Geçtiğimiz hafta ABD’nin Ürdün’de konuşlu bir üssüne düzenlenen saldırı neticesinde 3 ABD askerinin ölmesi ve 40’tan fazla askerin yaralanması sonucu bölge gündemiyle alakalı yeni bir kriz başlığı daha açılmıştı.

ABD Başkanı Joe Biden, saldırıyla ilgili olarak “Bunun Suriye ve Irak'ta faaliyet gösteren İran destekli radikal militan gruplar tarafından gerçekleştirildiğini biliyoruz.” ifadelerini kullanmış ve saldırının sorumlularından, ABD'nin seçeceği zaman ve şekilde hesap sorulacağını belirtmişti.

Ardından ABD üssüne saldırıyı düzenleyen İran destekli Kataib Hizbullah, ABD güçlerine karşı saldırıları askıya aldıklarını duyurdu. Kataib Hizbullah Genel Sekreteri Ebu Hüseyin Himeydavi’nin yaptığı açıklamada, “Özellikle İslam Cumhuriyeti'ndeki (İran) kardeşlerimiz, bizim cihad konusunda nasıl çalıştığımızı bilmiyorlar ve Irak ve Suriye'de Amerikan işgal güçlerine yönelik baskı ve tırmandırmaya sıklıkla karşı çıkıyorlardı. İnsani ve ideolojik görevimizi yerine getirmeye kararlı olarak, en zor ve en ağır koşullarda, hukuk ve ahlaki standartları dikkate alarak, akılcı, düşünceli ve dikkatli bir şekilde çalıştık. İşgal güçlerine (ABD) karşı askeri operasyonları askıya aldığımızı duyuyoruz. Gazze'deki halkımızı başka yöntemlerle savunmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullanmıştır. Açıklamada İran’ın ABD’ye yönelik saldırılara karşı çıktığının belirtilmesi dikkatlerden kaçmamıştır.

Konuyla ilgili olarak ABD’nin İsviçre Büyükelçiliği üzerinden İran’a Kataib Hizbullah hedeflerini vuracaklarını fakat buna karşılık bir misilleme yapılmaması yönünde mesaj gönderdiği iddiaları da gündeme gelmiştir.

Nitekim geçtiğimiz gün ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Irak ve Suriye'de 7 farklı noktadaki İran devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü ile bağlı milis gruplara ait en az 85 hedefe hava saldırısı düzenlediklerini duyurmuştur.

***

Son dönemlerde ABD’de yaşanan siyasi krizle beraber aynı süreç içerisinde ABD’nin Irak ve Suriye’deki askeri varlığını geri çekmeyi planladığı iddiaları gündeme gelmiştir. Aynı konuyu ABD eski başkanı Donald Trump kendi döneminde gündeme getirmiş fakat kabul görmemiştir. Ancak şuan ABD’nin içerisinde bulunduğu siyasi iklimin Trump lehine şekillenmeye başlaması ve yine son dönemde Cumhuriyetçi valilerin de Biden hükümetine karşı rest çekmesi ABD Başkanı Biden’ı oldukça zora sokmuştur. Joe Biden, önümüzdeki Kasım ayında yapılması planlanan seçimler için Trump ve destekçilerinin seçim kampanyası haline getirdiği “askeri geri çekilme planlarını” dengelemeye çalışmakta, diğer yandan ise seçim öncesi Irak ve Suriye’den geri çekilerek Afganistan’dan çekilirken yaşanan tablonun benzeriyle karşı karşıya kalarak daha fazla imaj kaybı yaşamak istememektedir.

ABD, Orta Doğu’dan çıkmamak için kabul görebilecek yeni sebepler aramaktadır. Görünen aşamada daha önce çeşitli bahanelerle konuşlandığı ülkelerde şimdi de “sözde yeni mücadele” alanları yaratarak varlığını kabul ettirme arayışı içerisindedir.

Pentagon’un açıklamalarına göre ABD’nin halihazırda Orta Doğu’nun 11 ülkesinde yaklaşık 54 bin askeri olduğu belirtilmektedir. Böylesi bir askeri varlıktan biri gitse diğeri kalacak, tamamı gitse suretinin kalması için ABD farklı siyasi çalışmalar yürütme gayreti gösterecektir.