Zeki insanlar neden hatalar yapar! Zeki olmak çok iyi bir şey. Kıvrak zekâya sahip olanlara diyecek bir sözüm yok! Düşünün “siz leb diyorsunuz, karşınızdaki direkt-doğrudan Çorum diyor hatta nohuttan yapılan leblebi çeşitlerini sayıyor.” Zeki insanlar, yeri geldiğinde risk alabiliyor ve daha fazla para kazanıyor, olgu ve olaylardan yola çıkarak çeşitli analizlerde bulunuyor, daha başarılı olabiliyor hatta daha zengin olabiliyor.

Fakat madalyonun bir de diğer yüzü var. İki üniversitede yürütülen çalışmalarda zeki insanlar için “hep haklı çıkmaya ve hızlı çözümlere öyle alışmış oluyorlar ki düşünmeden yanlış cevap verdiklerinin farkında bile olmadıklarını belirtiyorlar.” Düşünün ki zeki bir insansınız. 2023-YKS sonuçlarına göre çok iyi bir puana sahipsiniz, lider konumundasınız, tercihler yapacaksınız. Ve belki de farkında olmadan hata yapacaksınız. Çalışan her insanın hata da yapabileceğini de unutmayalım. Sevgili gençler, bu hataları yapmamak veya minimuma indirmek sizin elinizde.

HER YÖNDEN İYİ YETİŞMİŞ GENÇLİĞE SAHİP OLMAK...

 Bir toplumun devamının sağlanması, sahip olduğu nitelikli genç nüfusa bağlıdır. Nitelikli gençlik, toplumun kalkınma ve gelişme potansiyelinin en önemli unsurlarından biridir. İnsani erdemlerle donatılmış, her yönden iyi yetişmiş, ruhen ve bedenen dinamik bir gençliğe sahip olmak bir toplumun bekası için kaçınılmazdır. Bu bağlamda Ankara Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Kurucu Dekanı Sayın Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş, gençleri geleceğimiz ve devamımız olarak görüyor ve gençliğin önemine dikkat çeken mesajlar veriyor.

Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü Kurucusu ve Başkanı Sayın Tanrıvermiş, gençlerimize nasıl sahip çıkmamız konusunda kafa yoran, gençliğe yön veren, yol gösteren, onlarla konuşan Ankara Üniversitesinde yetişmiş önemli akademisyenlerden biridir. Ona göre “gençlerin çoğunun cesaretinin kırılmasının ve başarısız olmalarının en önemli sebeplerinden biri rehberlikten, manevi destekten mahrum olmalarıdır.” Sayın Tanrıvermiş ve Uygulamalı Bilimler Fakültesi Akademik Kadrosu, bilgi ve tecrübeleriyle bölüm öğlencilerine rehberlik etmiş, gençlere başarılı olma yolunun tehlikeli yönlerini anlatmış ve başarıya ulaşmanın şartları üzerinde her zaman durmuşlardır. Ayrıca saygı ve sevginin, düzenli çalışmanın ruh ve karakter üzerindeki tesiri ve verimli çalışma şartlarıyla ilgili fakülte öğrencelerine yol gösterici önemli tespitlerde bulunmuşlardır.

DÜN KAÇIRDIĞIMIZ FIRSATLARI BUGÜN ARTIK KAÇIRMAYALIM!

Ankara Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Kurucu Dekanı ve Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü Kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş; öncelikle üniversite için sınava giren adaylara başarılı yükseköğretim yolculuğu dileyerek; sevgili gençler, “dün kaçırdığımız fırsatları bugün artık kaçırmayalım! Tercih yaparken iyi bina ve konum yerine, eğitim öğretim kalitesi, akademik kadro yeterliliği ve uluslararası akreditasyon gibi konulara odaklanalım.”

Bütün eşit ağırlık puanı ile tercih yapacak adaylara; mezun olmadan zorunlu staj ve iş başı eğitimleri, kamu ve özel sektör liderleri ile eğitim sırasında sürekli buluşma ve iş birliği ile kariyer planı yapmaya imkân veren ve mezuniyet sonrası ilk altı ayda yüzde 90’in üzerinde istihdam oranına sahip olan Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümünü tereddüt etmeden tercih edelim! Sayın Harun Tanrıvermiş; Gençler, kamu ve özel sektörde iş aramak için yıllarca beklemek yerine uygun işi siz seçmek istiyorsanız Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümünü tercih edin, bu tercihinizle hem sizler hem de aileleriniz mutlu olsun. Ayrıca geleceğin inşaat ve gayrimenkul sektörleri lideri olmak için hızla kariyer basamaklarında ilerleyin. 390 puanın üzerinde bölümümüzü tercih edenler, ilk tercihinde bölüme yerleşenler ile maddi sıkıntısı olanlar öğrencilerimize mezun oluncaya kadar 3 bin TL’den başlayan karşılıksız burs bizden” sözleriyle mesajlarına son verdi.

TARIM GENÇLİĞİNDE İKTİSADİ AKIL!

Tarım gençliğinde her anlam ve alanda iktisadi aklın gelişmesi son derecede önemlidir. Günümüz Türkiye’sinde; İktisadi akıl, “çok iyi yetişmiş, tarım mühendislerine, ekonomistlere, maliyecilere, mühendislere, mimarlara, yazılımcılara, tarım uzmanlarına en başta da öğretmenlere ve akademisyenlere ihtiyaç duyduğumuzu açıkça haykırmaktadır.” Sayıları yüz binleri aşmış durumda, bu sayıya her yıl yaklaşık beş bin kontenjan açılıyor ve her yıl yaklaşık 4-5 bin mühendis daha ekleniyor.

Bütün meslek dallarının (birkaç meslek dalı hariç) istihdam mağduru olduğu ülkemizde ziraat mühendisleri, işlev ve istihdam mağduru konumunu her zaman muhafaza etmektedirler.

Mezun olan pek çok ziraat mühendisi: Atanmak mı daha iyi? Yoksa özel sektörde çalışmak mı? Belki de akademisyenlik için uğraşmalıyım. Biraz yabancı dil çalışayım, bu arada ALES’e bakayım. Bayilik ve danışmanlık sınavı ne zamandı? Uzun uzun düşünür, genelde bir sonuca varamaz. En güzeli devlete kapağı atmak, atanmak denilir. Aslında KPSS’ye de girmiş fakat sınav sonucu da yeterli gelmemiştir. Şimdi oturup yeniden Türkçe, matematik, tarih, coğrafya, vatandaşlık dersleri bir de güncel olaylara mı çalışayım?Kafalarda Türkçe, matematik, tarih ve coğrafya ile test oluyorum. Peki, benim mesleki yeterliğimi neden soran, sorgulayan yok? Eminim mezun olan pek çok ziraat mühendisi bu durumdadır.

RÖVANŞI OLMAYAN YENİLGİ!

Eğitim sistemimizin beceri kazandıramaması… Bugünkü Ziraat Fakültelerinin hali çok acıklı! Fakültelerimiz var, adım başı üniversitelerimiz var! Fakat “bizim sıkıntımız nicelikte değil, nitelikte!” Dolaysıyla nitelik düşüklüğünün tedavisi daha zor, maalesef. Az olanı çoğaltabiliyorsunuz fakat on niteliksiz kişi, bir nitelikli adamı eğitemiyor-öğretemiyor! Aslında çarpıcı olan insanlarımızın eğitimsizliği değil, eğitim sistemimizin beceri kazandıramaması!

TEDAVİ EDİLMELİ!

Çiftçilerin “bu mühendisler de bir şey bilmiyor” muamelesi çok üzücü bir durum. “Onların işi bu, işlerini adam gibi öğrenselerdi” der gibi düşünenlere de ziraat fakültesi akademisyenlerinin öğretmede yetersiz kaldığını ve öğrenme ortamlarının sadece bina yapıp, tabela asmak olmadığını hesaba katmaları gerektiğini de karar verici ve yöneticilere hatırlatmak gerekir. Bu bağlamda sevgili hocalarıma “ziraat mühendisi binada değil; tarlada, bahçede ya da hayvancılık işletmesinde uygulama yaparak yetişiyor!” sözünü hatırlatmak isterim.

Mühendis, teoriyle, pratiği-uygulamayı birleştirendir. Ancak ziraat mühendisleri için, yetiştirme sisteminin tezatlıkları, bu alanda öğretici konumundaki akademisyenlerin uygulama yönünden eksiklikleri ve teorik ağırlıklı eğitimin yansıması, maalesef ziraat mühendisliği mesleğini olumsuz etkilemektedir. Gerçekte ziraat mühendisi olmayı başaranlar ancak diplomayı aldıktan sonra alanlarına uygun bir yerde çalışma imkânı bulup, kendi kişisel gayretleri ile mesleklerini öğrenmeyi ve uygulamayı başarabilenlerdir. Hizmet içi öğretimde ise en yakın çalışma grubundaki, meslek adamlarına büyük görev düşmektedir. “Ziraat fakültelerinde ziraat bilgisi veriliyor belki ama ziraat mühendisi yetiştirildiği tartışmalıdır.”

“Ziraat mühendislerinin vasıfsız mühendis konumuna düşürülmesi vicdanları rahatsız etmelidir.” Bir tarafta tarımsal firmalar ve işletmeler ziraat mühendislerini ucuz iş gücü olarak değerlendirmekte diğer tarafta odalar, birlikler, sendikalar ve dernekler onları üye sayısını çoğaltma aracı olarak görmekteler.

Ziraat mühendisliğini tercih edeceklere, mühendis adayı kardeşlerime ve mezun olan meslektaşlarıma sesleniyorum, bu gidişe dur demek biraz da sizin elinizde. Bu mesleği sevin, severek okuyun! Sevmiyorsanız bırakın, okumayın, seçmeyin! Bütün hayallerinizi Tarım Bakanlığına atanmaya bağlamayın! Bakanlığa atanıp keyfime bakarım diye de düşünmeyin, o gözle bu mesleğe bakmayın! Zira Tarım Bakanlığının bu düşünceye sahip yeterince personeli var(!) Oturduğunuz yerden para kazanmak niyetindeyseniz; bu meslekte verim olmaz, randıman alınmaz, bu gemi yürümez. Olmaz bu iş!

Son Söz: Kalite, akreditasyon, uluslararası tanınırlık ve yükseköğretim kalite kurulu gibi kriterler güzel şeyler ama mühendislikte getirilen nokta bu kadar fazla sayıda fakülte ve bölüm programlarının açılması ne kadar doğru? “Önümüzdeki 10 yıl, 20 yıl ve 50 yıl için kaç tane ziraat mühendisine ihtiyaç var?” Bu projeksiyonlar oldukça önemli! 206 üniversitede 46 tane ziraat fakültesi mevcut. Konya’da 3 tane ziraat fakültesi var. Bir şehirde 3 tane ziraat fakültesi açılmasının gerçek mantığını; eğitim-öğretim, Ar-Ge ve istihdama yönelik olarak lütfen birileri anlatsın! İnanılmaz sayıda fakülte ve bölüm…

Sonuç “asgari ücretle ziraat mühendisi çalıştırıyoruz maalesef!”