Kişisel verileriniz aldatma, bir suç işleme, sizi veya başkalarını rahatsız etmekte kullanılabiliyor. Bunlar olmasa bile haftada 3-5 tane pazarlama amaçlı telefon aramasına maruz kalabiliyoruz. Benim size tavsiyem, gerekmiyorsa hiçbir işletmede veri işleme ve paylaşma izni vermeyin. Sizi arayanlara da bir daha aranmak istemediğinizi açıkça belirtin.

Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun vatandaşlara verdiği haklar var. Bunlardan bir tanesi kişisel verilerinizi tuttuğunu düşündüğünüz firmalara bu konuda soru sorabilmeniz. Siz sorduğunuzda verinizi tutup tutmadıklarını söylemek zorundalar. Ayrıca kişisel verilerinizi silmelerini de talep etme hakkınız var.

Bazı web siteleri aracılığı ile kişisel bilgilerinizi daha iyi koruyabilirsiniz.

Elbette kişisel verilerimiz kullanılarak bir dolandırıcılığa maruz kaldığımızı hissettiğimiz anda yapacağımız ilk şeylerden biri de ihbar etmek olmalıdır. Sizi arayan telefon numarası bilgisi ve olayı 155/112’ye veya elektronik olarak www.egm.gov.tr ’den EGM Online İhbar Hattı’na ihbar edelim.

https://haveibeenpwned.com/ isimli web adresine e-posta ya da telefon numaranızı girerek bununla ilişkili verilerinizin siteler üzerinden çalınıp çalınmadığını öğrenebilirsiniz.

Türkiye içinde Ticaret Bakanlığının kurduğu https://tiss.gtb.gov.tr adresinden istenmeyen SMS’leri, istenmeyen pazarlama amaçlı telefon aramalarını ve istenmeyen e-postaları şikâyet edebiliyorsunuz.

Vatandaş olarak siz de https://vatandas.iys.org.tr adresine giderek, cep telefonu ve e-posta adreslerinizi tanımlayıp sizi reklam/dağıtım listelerine eklemiş olan şirketleri görebiliyor, bunları kabul ya da reddedebiliyorsunuz. Örneğin benim telefon numaram 73, e-postam ise 46 farklı şirketin ticari elektronik ileti listesine ekliymiş. Sistemden neredeyse yarısını reddettim. Hemen bugün ve düzenli aralıklarla bakın.

Bir diğer konu da bankaların dahi, sigorta ve benzeri şeyler satmak için sizi aradıklarında, sözde sizin siz olduğunuzdan emin olmak için anne baba isminizi sormaları. Bu saçma ve güvensiz uygulamayı da BDDK acilen engellemeli.

Veriye itinalı muamelenin eksik olduğu bir konu da telekom işletmecileri, bankalar, okullar ve benzeri kurumların, müşterilerinin beyan ettikleri e-posta adreslerini doğrulamadan sistemlerine giriş yapmaları. Belki de yazım hatalarından ötürü, alakasız kişilerin fatura ve benzeri bilgileri alakasız kişilere gidebiliyor. Hâlbuki şirketler, müşteri bir iletişim bilgisi verdiğinde bunu teyit etmeli. Bu konu ile ilgili KVKK’nın bir olayda ceza kararı da var. Tüm şirketlerin buna uyarlanması için kurumlar üstü bir düzenleme gerekiyor.

Gördüğünüz gibi veri önemli diyoruz ama alacağımız yol hâlâ çok. Elbette vatandaş olarak yapabileceklerimiz de var. Ancak bence sözün özü “verilerimizi ancak devlet korur”.