Sanayi 5.0, bir sonraki sanayi devrimi olarak kabul ediliyor. Öncülü olan Sanayi 4.0, sürdürülebilir ve verimli üretim vaatleriyle geldi. Ancak sürdürülebilirlikten ziyade seri üretime ve bunun verimliliğine odaklanması nedeniyle ilk amacını karşılayamadığı için de eleştirildi. Şimdi de sürdürülebilirlik ve tüm her şeyin insan için olduğundan hareketle insan refahı vaadi için Sanayi 5.0 diye yeni bir kavram geliyor.

Sanayi 4.0, üretim sistemlerini fiziksel sistemlerden yani safi makinelerden, siber ve fiziksel sistemlerin bir karışımına dönüştürdü. Nesnelerin İnterneti (IoT), Bulut Bilişim ve Makine Öğrenmesi kavramları da üretimin içine girdi ve insan müdahale ihtiyaç duymadan kendi kendine çalışan, kendi kendine sorunu çözen (self healing) sistemler olarak çalışmaya başladı. Bu sayede üretim, lojistik ve kalite yönetimi gibi maliyetler düşerken atık yönetimi gibi bir kısım kavramlarda iyileşme ise geride kaldı.

Sanayi 5.0 ile anlatılan üç temel ilke ise şunlar: insan merkezlilik, sürdürülebilirlik ve dayanıklılık. Bunlar şu şekilde anlatılmaktadır.

İnsan merkezlilik

İnsan merkezli bir yaklaşım, üretim sürecinde insan ihtiyaçlarını ön planda tutar. Üreticiler, teknolojinin işçiler için neler yapabileceğini belirlemeli ve teknolojinin işçinin ihtiyaçlarına nasıl uyum sağlayabileceğini tam tersi şekilde ele almalıdır. Yani merkez insan olmalı. Burada mahremiyet ve otonomi gibi konular önem taşımaktadır.

Teknoloji bir tehdit olarak değil, bir yardımcı olarak algılanmalıdır, çalışanları güçlendirir ve çalışanların gelişen becerilerini ve eğitim ihtiyaçlarını ele alır. Endüstrinin rekabet gücünü arttırır ve en iyi yetenekleri çekmeye yardımcı olur. Dolayısı iş gücünün dönüşümü de Sanayi 5.0’ın ana konularındandır.

Sürdürülebilirlik

Üretimin sürdürülebilir olması için kaynakları yeniden kullanan, geri dönüştüren “döngüsel üretim” süreçlerinin geliştirilmesi gerekir. Bu sayede çevresel etkilerin de azaltıldığı bir üretim mümkün olabilecektir. “Sürdürülebilir üreticiler”, kaynak verimliliğini optimize eden, döngüsel üretim ile israfı en aza indiren, bunları yapamadığında da karbon vergisi gibi yöntemlerle bunun bedelini ödeyen üreticiler olarak tanımlanmaya başlanmıştır.

Üretimin sürdürülebilir olması için de aşağıdaki nicel olmayan ölçümlerin dikkate alınması gerekmektedir:

  • Çevreye etkiler
  • Topluma etkiler

 

Dayanıklılık

Üretim süreçlerinin çevresel etkenlerden etkilenmeden devam etmesinin önemi küresel salgın sürecinde bir kez daha anlaşılmıştır. İşte bu anlamda üretimin dayanaklı (resiliency) olması da Sanayi 5.0 ile öncelenen bir ilkedir.

Sanayi 5.0, vaadinde sadece kâr için mal üretmekten daha fazlası olarak, “dünya ve insanlık için üretim” amacını öne çıkarıyor, sanayinin “İnsanların yerini almak için değil, onları güçlendirmek için tasarlandığını” anlatıyor. Sanayi 5.0, kaynakların korunması, iklim değişikliği, gıda kıtlığı, çevresel kirlenme ve sosyal istikrar gibi kavramlarla doğrudan ilişkili.

Yeşil Mutabakat-Karbon Nötr gibi politikalar ile vücuda bürünmeye başlayan Sanayi 5.0 için de programlı ve rekabetçiliği azaltmayacak bir dönüşüm şart. Olmaması halinde geleceğin dünyasında tercih edilir üreticiler olarak kalamayız.