Tarımsal desteklerde “fark ödemesi” başlığı altında kanunen belirlenmiş ödeme kalemi var. Fark ödemesi, üreticinin bir ürünü üretirken kendine olan maliyetiyle kendi refahını da üzerine koyduktan sonra bir de serbest piyasa düzeninde pazarda oluşan fiyat arasındaki fark üreticinin aleyhine ise üreticiye bu farkın karşılanmasıdır.” Maalesef, durum sahada hiç de öyle gözükmüyor!

2022 Üretim Yılına Ait Bitkisel Üretime Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2022/37) yayınlandı. Bu tebliğe göre arpa, buğday, çavdar, tritikale ve yulafta kilogramda 10 kuruş fark ödemesi desteklemesi yapılmaktadır. Bu destekleme kaleminde acilen bir güncelleme yapılmalıdır. Neden?

Destekleme kapsamındaki bu beş üründen buğdayı bir örnekle açıklamak istiyorum. Buğdayın serbest piyasa fiyatı(28.11.2022) 6.000-6.300 TL/kg’dır. Çiftçi ürününü hasat etti. 30 ton buğday üretti ve sattı (30 ton: 30.000 kg ve 30.000x6300 TL/kg= 189 bin TL). Çiftçiden önce yüzde 2 stopaj kesilir (189 bin x yüzde 2=3.780 TL). Daha sonra borsa tescili için binde 2 kesilir (189 bin x binde 2=378 TL).

Çiftçi 30 ton buğdayın fark ödemesi desteklemesinden faydalanmak için toplamda, yüzde 2 stopaj ve binde 2 borsa tesciline toplamda 4.158 TL ödeme yapmaktadır (3.780 TL + 378 TL = 4.158 TL).

Peki, Tarım Bakanlığının buğday fark ödemesi desteklemesinden çiftçi ne kadar faydalanacaktır? (10kr/kg=100 TL/ton ve 100 TLx30= 3.000 TL)

Çiftçi, fark ödemesi desteklemesinden faydalanmak için 4.158 TL cebinden ödeme yapıyor, Bunun karşılığında çiftçi 3.000 TL destekleme alacağı düşünülmektedir.

Oysaki çiftçi 1.158 TL (4.158-3.000=1.158 TL) cebinden ödeme yaparak Tarım Bakanlığını dolayısıyla devletini desteklemektedir.

Bu tebliğin eklerinde yer alan arpa, buğday, çavdar, tritikale ve yulafta kilogramda 10 kuruş fark ödemesi desteklemesi ivedi bir şekilde güncellenmelidir.

SADECE TARIM BAKANLIĞININ ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI YETERLİ DEĞİLDİR!

Tarım Bakanı Sayın Vahit Kirişci, tarımsal desteklemelerde köklü ve farklı değişikliklere gideceğinin sinyallerini Bakanlık koltuğuna oturduğu günden beri veriyor. Diğer yandan geçen süre zarfında ülkemizin ekonomik olarak geçirdiği badirelerin oluşan gıda enflasyonun sadece tarımdan kaynaklandığı dillendirmektedir. Âdeta ekonominin hızlı ilerleyişini tarımın engellediği sanılıyor.

Bakanlık bürokratlarının sektörün temsilcileri ile ayrı ayrı görüşmeler yaptığı sıkça duyuluyor. Bu görüşmelerin sonucunda yıllardır kronikleşen sorunlara neşter atılacağı herkes tarafından hissediliyor. Lakin bu sorunlara nasıl ve hangi yöntem ile yaklaşılacağı şimdilik muamma gibi duruyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığının başta desteklemeler olmak üzere stratejik derinliği olan ürünlerde ortak çalışma yapması elzem gibi duruyor. Sadece Tarım Bakanlığının elini taşın altına koyması yeterli olmuyor! Hem üretimin sürdürebilirliği ve kontrolü hem de tarımsal pazarın üç, dört, beş ve altı harflilerin lehinden üretici ve tüketici lehine dönüşmesi için radikal kararlar alınması gerekiyor.

Şimdiden sektörde faaliyet gösteren STK’lar ve diğer tarım paydaşlarının hiçbiri sorunların kaynağını üzerine almak niyetinde değil! Çiftçi nezdinde üretici örgütlüğünün inandırıcılığının geliştirilmesi ve mevcut örgütlerin yasal yönden ıslah edilmesi ile ilgili hiçbir yerden fikir dahi çıkmıyor. Oysaki bu konu son derce önem arz etmektedir.

STRATEJİK DERİNLİĞİ OLAN İKİ ÜRÜN!

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, tarımın yeni paradigmasının ülkenin ihtiyacı olan stratejik ürünlerin üretilmesi olacağını belirterek, bitkisel üretim tarafı, hububat tarafı, yağlı tohumlar, hayvansal üretimde de girdi olan gruplar ve yağlı tohumlardan bahsetmektedir. Stratejik tarım ürünlerinden buğday, ayçiçeği, mısır, yeşil mercimek, kırmızı mercimek, nohut, kuru fasulye, soğan ve patates. Diğer taraftan bizim için diğer önemli ürünler de et, süt ve yumurtadır. Dolayısıyla bu ürünler için önlemlerin alınması normaldir, gereklidir!

Soğan ve patates stratejik derinliği olan iki üründür. Mevcut hükümetin 2019 yılı yerel seçimlerinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehir belediyelerinin kaybedilmesinde patates ve soğan son derece etkili olmuştur. Mevcut hükümet tarafından patates ve soğana sahip çıkılması, planlama yapılması, iyi yönetilmesi gereklidir, şarttır!

Son söz: Tarım politikalarıyla ilgili yapılmış ve yapılacak desteklemelerin şifreleri gelecekte popülist bir söylem olarak mı anılacak yoksa iyi analiz edilmiş bu yüzyılın üretim gerçeklerini, artan nüfusumuzun temel gıda ihtiyaçlarına cevap verebilecek, dünya ile rekabet edilebilecek fiyatlarda ürün elde edebilen, üreticisini, pazarcısını, sanayicisini ve tüketicisini memnun edebilen destekleme, üretim ve gıda politikalarımızı belirleyen kapsamlı bir çalışma mı olacak? Bekleyip göreceğiz!

Sağlıcakla kalın…