İlk turda yüzde 60 oyla Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı seçeceklerini ve TBMM’de de 400’ün üzerinde milletvekiliyle yer alacaklarını iddia ediyorlardı. Aralarında koltuk taksimi yapmışlar, başbakan, bakan ve bürokratları belirlemişlerdi. HDP’nin taleplerini karşılama sözü vermişler, bölücülüğe ortak olmuşlardı. Kandil’in desteğini arkalarına alarak iktidar hayalleri kurmaya başlamışlar, miting meydanlarında “aramızda kalsın kazanıyoruz” naraları atmışlardı. Türk milleti verdiği hükümle hepsini yırtıp attı.

***

Seçim sonuçları 7’li masanın kurduğu korsan ittifakın gerçek yüzünü de anında deşifre etti. Mili iradenin gaspına yönelik seçim günü “kazanıyoruz”, “öndeyiz” gibi açıklamalarla başlayan süreç, deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın tercihlerinin horlanması ve “7 kat derin dibine girin” beddualarıyla devam etti.

***

Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44,87 oy alarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5 puan gerisinde kaldı. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı ama Kılıçdaroğlu da yaklaşık 3 milyon fark yedi. Bu sonuç 28 Mayıs’ta Sayın Erdoğan’ın yeni zaferini müjdeledi. Bunun farkında olan Kılıçdaroğlu da hiddetinden “Buradayım be buradayım” diyerek masaları yumrukladı.

***

TBMM’de 213 milletvekili kazandılar. Parlamenter Sistem’e dönüş hayalleri tamamen rafa kalktı. Aziz milletimiz üçüncü kez Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin devamına onay verdi ve bu defteri bir daha açılmamak üzere kapattı. CHP 169 milletvekili kazandı ama bunun 36’sını da kontenjan ayırdığı DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti’ye verdi. 24 Haziran 2018 seçimlerinde kazandığı 146 milletvekili sayısını 133’e düşürmüş oldu. Yüzde 25 olan oyunu yüzde 25,4’e yükselten bu dört partiyi bedavadan Meclise soktu.

***

Meral Akşener partisinin oylarının en az yüzde 15 olduğunu iddia ediyor, başbakanlık düşleriyle avunuyordu. Partisinin yüzde 9,95 oy alması sonrası sinir krizi geçirip dizlerini döven Akşener’in evinin yolunu tutmaktan başka çaresi kalmadı.

***

Birkaç oy için teslim oldukları, kirli pazarlıklar yaparak şehitlerimizin kemiklerini sızlattıkları, bölücülüğe kapı araladıkları HDP’nin seçimin kilit partisi olmadığı ortaya çıktı. Hepsini alt alta da toplasanız, yukarıdan da saysanız yüzde 45’den fazlası etmedi. 2+2’nin 5 etmesini planlıyorlardı ancak 2+2 sadece 3 etti. Birleşe birleşe küçüldükleri ispatlandı.

DEVA, Gelecek, Saadet ve DP kendine konforlu bir alan oluşturdu. Buna karşılık Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın balon oldukları ortaya çıktı. CHP ve İP’te istifaların yaşanacağı ve koltuk için kılıçların çekileceği bir sürece girildi. HDP ise Kandil’deki terörist elebaşlarıyla birlikte hazin sonlarını beklemeye koyuldu.

9’lu koalisyon tarafında dağılma ve çöküş süreci artık geri dönüşü olmayan bir şekilde başladı. 28 Mayıs’tan sonra da hızlanarak devam edeceği mukadder hâle geldi.

***

Cumhur İttifakı ise güven tazeledi. 322 milletvekiliyle parlamentoda ezici çoğunluğu tekrar sağladı.

Seçmen tercihini istikrardan yana yaptı.

Terörist Selahattin Demirtaş ve bebek katili Öcalan’ın hapisten çıkarılma senaryolarına engel oldu.

FETÖ’nün umutlarını boşa çıkardı.

Kandil’in bölücü girişimlerine fırsat tanımadı.

Kirli pazarlıklara kapıları kapattı.

Türkiye’nin seçimlerine gölge düşürmeye çalışan yabancı misyonlara küresel nitelikte bir cevap verdi.

“Türkiye Yüzyılı” ve “Lider ülke Türkiye” hedefinde karar kıldı.

Eser ve hizmet siyasetine tam destek verdi.

Savunma sanayiinin gelişerek ilerlemesini istedi.

“Tam bağımsız Türkiye” dedi.

Türk milliyetçilerini kamplara bölerek Kandil’in payandası hâline getirmeye çalışanlara karşı MHP’ye güçlü bir destek vererek Türkiye’nin 3. büyük partisi yaptı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 28 Mayıs’ta gerçekleşecek ikinci turu için mesajını şimdiden verdi.