Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı cephenin iki bileşeni olan Yunanistan ve Mısır’ın ayrışmaya başladığı ve Mısır’ın Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmek için bazı adımlar atacağı son günlerde artan şekilde konuşulur oldu. Ankara-Kahire arasında önceki yıllara nazaran daha iyimser bir tablonun oluştuğunu söylemek mümkünse de ‘iki ülke arasındaki tüm sorunlar çözülüyor’ gibi iddialı bir söylemde bulunmak için henüz erken.

Normalleşmeye ilişkin iddialar, Mısır’ın hidrokarbon arama ruhsatlandırması için belirlediği bölgenin, Türkiye tarafından BM’ye bildirilen sınırla uyumlu olmasından kaynaklanıyor. Kahire hükûmetinin yayınladığı haritada, batı sınırının Yunanistan-Mısır arasındaki anlaşmalara uygun olduğu, kuzey sınırının ise Türkiye’nin ilan ettiği güney sınırına paralel olduğu görülüyor.

Türk yetkililer, Mısır’ın belirlediği bölgenin Türkiye tarafından belirlenen sınırı ihlal etmemesini “Türk yetki sahasına gösterilen saygı”nın bir göstergesi olarak değerlendirdiklerini beyan etti. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Mısır’ın Türkiye’nin ilan ettiği egemenlik alanına saygı gösteriyor olmasını olumlu karşıladıklarını kaydetti ve “Doğu Akdeniz'de en uzun karası ve kıyıları olan iki ülke olarak ilişkilerimizin seyrine göre biz de yarın deniz yetki alanları konusunu Mısır ile müzakere edebiliriz, kendi aramızda da ileride bir anlaşma imzalayabiliriz” dedi.

Bunun üzerine Türkiye’nin Libya ile yaptığı deniz yetki sahasına ilişkin anlaşmaların bir benzerinin Mısır’la da yapılacağı konuşulmaya başlandı. Bu çerçevede Milli Savunma Bakanı Akar, “Bu, çok önemli bir gelişme, bunun devam etmesini bekliyoruz. Zaten Mısır’ın aldığı bu kararın, bizim deniz yetki alanlarımıza saygı duyularak yapılan bu çalışmaların, bizim çalışmalarımıza uygun olduğu kadar Mısır halkının da hak ve menfaatinin yararına olduğunun da bilinmesini istiyorum” diyerek normalleşme söyleminin güçlenmesine yol açtı.

Mısır’ın, Doğu Akdeniz enerji kaynakları söz konusu olduğunda yıllardır Yunanistan ve GKRY ile birlikte hareket ettiği dikkate alınırsa, Kahire’nin sınırı belirlerken Ankara’nın belirlediği sınıra riayet etmesinin anlamı daha net görülebilir. Nitekim, bu gelişme Türkiye’de nasıl olumlu karşılanmışsa; Yunanistan’da bir o kadar endişeye sebep olmuş gibi görünüyor. Yunan basınında habere ilişkin atılan başlıklar bunu göstermeye yeterli. Örneğin Yunan Kathimerini gazetesi, haberi “Kahire’den Ankara’ya açık kapı” başlığıyla duyurdu.

Yunan hükûmeti de bu gelişmeler üzerine harekete geçti. Bakan Çavuşoğlu’nun açıklamasından bir gün sonra, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi’yi telefonla aradığı haberi basına yansıdı. Yunan Dışişleri Bakanı Dandias da dün Kahire’yi ziyaret etti. Dandias’ın arama faaliyetleri için çıkarılan ruhsatın değiştirilmesini isteyeceği iddia edildi. Belli ki Atina, son yıllarda Türkiye karşıtı cephede konsolide etmeye çalıştığı bir ülkeyi kaybedebileceğini ve Doğu Akdeniz’deki iddialarının boşa çıkabileceğini artık daha net görüyor.

Mısır’ın Türkiye’yi memnun eden bu adımının aslında yaklaşık bir yıldır devam eden girişimlerin bir yansıması olduğunu da not etmek gerek. Ağustos 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülkenin istihbarat birimleri arasında temasların kurulduğunu duyurmuş, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise normalleşmeye yönelik bazı girişimlerin yapıldığını duyurmuştu. Katar’a yönelik ablukanın kalkmasıyla Arap ülkeleri arasında gözlemlenen yumuşamanın da etkisiyle Mısır’ın Türkiye-Katar ikilisine yönelik tavrında da bir yumuşama gözlenmeye başlamıştı.

Mısır’ın ruhsatlandırma sürecinde Yunanistan’ın itirazlarına rağmen Türkiye’nin beklentileri doğrultusunda hareket etmesi bu süreçte yaşanan somut bir gelişme oldu. Diğer taraftan, Libya ve Müslüman Kardeşler’in faaliyetleri konusunda iki ülke arasında ciddi anlaşmazlıkların yaşandığı biliniyor ve bu konularda Mısır tarafında somut bir değişim görülmüyor. Dolayısıyla, iyimser bir ihtiyatlılık şu an için en makul olanı.