Çiftçi olarak,

Tohum, gübre, yem, ilaç üreticileri ve satış bayileri olarak,

Kooperatifler, birlikler, ziraat odaları ve STK olarak,

Tarım sektörü olarak,

İnsan olarak,

Yunus Emre’nin “Beni bende demen, ben bende değilim” dediği gibi mi olduk? Onun “Bir ben vardır bende benden içeri” diye tasavvufça tamamladığı ikilemin ötesinde, “bir başka biz mi var içimizde?” Yoksa Mevlana’nın dediği gibi “Kendi yurdumda kendimi arıyorum.” Tarım sektörü olarak, insan olarak, bir bütün hâlinde, kendimizi kaybettik de onu mu arıyoruz?

“İnsan, düşünen, düşündüğünü anlatabilen üstün bir varlıktır. İnsan hangi iklimde, hangi ortamda ve nerede yaşarsa yaşasın, insandır!” Öyleyse bugün olmazsa yarın insan oluşumuzla birleşeceğiz. İnsani duygular taşımamız gerektiğinde birleşeceğiz. Fırsatçılığı, işgüzarlığı bıraktığımızda birleşeceğiz. Para ve koltuk hırsını bıraktığımızda birleşeceğiz. Birbirimize insanca davranmada, içimizdeki kötülüğü yenme çabalarımızda birleşeceğiz.

NE PANDEMİ, NE KURAKLIK, NE DÖVİZ ARTIŞI, NE DE ENFLASYON…

Bitkisel ve hayvansal üretim başta olmak üzere genel olarak tarım konusu ne zaman gündeme gelse, konu döner dolaşır girdi maliyetlerinin yüksekliğine gelir. “Tarım sektöründe bazı girdilerde yüzde 100’lük zamları ne pandemi, ne kuraklık, ne döviz artışı, ne de enflasyonla açıklayabilirsiniz!”

Gübre, tarımsal üretim sonucu topraktan eksilen bitki besin maddelerini tekrar toprağa kazandıran ve toprağın verim gücünü artıran, gıda kalitesini de yükseltmenin en etkin araçları olarak görülür. Diğer tarımsal girdilerle karşılaştırıldığında gübreler, tek başına yüzde 40’ın üzerinde verim artışı sağlar. Dolayısıyla çiftçinin kullanmama gibi bir lüksü yoktur! 2020 Haziran ve 2021 Haziran piyasa gübre fiyat artışları: ÜRE yüzde 107, DAP yüzde 134, %21 AS yüzde 131 ve %26 AN’de yüzde 51 fiyat artışları yaşanmıştır. Bahanemiz hazır! Ham maddenin yüzde 90’ı ithalattan karşılanıyor. Oysaki siz 2019 Aralığında ham maddeyi dolar bu kadar fırlamamışken stoklarına doldurdunuz. Ham maddeyi zaten ucuza aldınız. Olanları dolar artışına bağlıyorsunuz? Bu işgüzarlık, fırsatçılık değil midir? “Söyler misiniz, bu durumda çiftçi ne yapsın?”

Ülkemiz ekonomisindeki dışa bağımlı kimyasal girdilerin düşürülmesine katkı sağlayacağı düşünülerek, yerli üretim organomineral gübreler: Tarım Bakanlığı tarafından 1 Ocak 2020’den itibaren geçerli olacak kararla organomineral gübre dekar başın verilmesi gereken 10 liralık destek üstelik 20 liraya yükseltildi. 2020 Haziran ve 2021 Haziran organomineral gübrelerin piyasa fiyat artışları: Organomineral 24.0; yüzde 60, organomineral 8.21de; yüzde 79 fiyat artışı yaşanmıştır. “Yerli üretim dedik!” Dövizdeki dalgalanmalardan etkilenmemesine rağmen sanki etkileniyormuş gibi, pandemi süresince ekstra zamlı satıldı. “Çiftçiye kaşıkla verildi; gübre imalatçısı ve satış bayileri kepçeyle aldılar!” Bu işgüzarlık, fırsatçılık değilse nedir? “Söyler misiniz, bu durumda Tarım Bakanlığı ne yapsın?”

Et ve süt ürünleri başta olmak üzere hayvancılık konusu ne zaman gündeme gelse, yem fiyatları her zaman birinci sırada yerini alır. 2020 Haziran ve 2021 Haziran, süt yemi ve besi yemi geliştirme fiyatları: Besi yemi geliştirme; yüzde 72, süt yeminde ise yüzde 70 fiyat artışı olmuştur. Soya ve küspesi, mısır, kepek, mineral ve vitaminler, tahıllar olarak yüzde 65’ini ithal ham maddeler oluşturuyor. Ham maddenin hepsini dolar arttığında mı aldınız(?) Her şeyi dolar artışına bağlıyorsunuz. Son 15 ayda ne değişti de bu rakamlara gördük? Bu işgüzarlık, fırsatçılık değil midir? “Söyler misiniz, bu durumda hayvan yetiştiricisi ne yapsın?”

KABAHATİN HEPSİ EV SAHİBİNİN Mİ? HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK?

Tarım Bakanlığını âdeta para dağıtan bir banka gibi görür olduk! Tarlasını ekmeden destek almaya çalışan, ÇKS’de farklı ürün beyan edip tarlada başka ürünü olan çiftçilerimiz var maalesef! Hibe söz konusu olduğunda malzemeleri piyasa fiyatının iki katı çıkaran, fırsatçılığını; pandemi, kuraklık, döviz artışı ve enflasyona bağlayan, devletten gelen her türlü destekte tüyü bitmemiş yetimin hakkının olduğunu düşünmeden hareket eden imalatçı, satış bayisi ve esnaflarımız var maalesef! Çözüm odaklı olmayıp, çiftçinin haklarını arıyor, onları destekliyormuş gibi görünen, süte su katan, devamlı ülke tarımını, Bakanlığı eleştiren, sektörden bihaber yaşayanlar var maalesef!

ŞİMDİ HANGİ NOKTADAYIZ?

Bunları serinkanlılıkla düşünelim: Düşüne düşüne, dünümüzü, bugünümüzü değerlendirerek, yarına yönelik sorulara da cevaplar arayalım. Önemli olan, tarımda şimdi hangi noktadayız? Hangi noktaya ulaşmayı amaçladık ya da amaçlamalıyız? Noksanları, yanlışı, fazlalıkları, aksaklıkları olsa da tamamlamak hepimize düşer.

Son söz: Tarım sektöründe birlik ve beraberlik, bu sektörde nefes alanların haklarını aynı titizlikle koruyarak sağlanır. Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar özdeyişinin acı gerçeğiyle değil. Görevi ve konumu ne olursa olsun, kimse kendini kimseden üstün görmeden!