Tarımda bir önceki yıla göre daha fazla önem vermek güncellemeler yapmak zorunludur. Son zamanlarda çiğ süt üretimindeki sıkıntılarla ilgili haberler gündemden düşmüyor. Bu haberler yem başta olmak üzere artan girdi maliyetleri nedeniyle 2008-2009 yıllarında yaşanan inek kesimlerini hatırlatan cinsten…

Girdi fiyatlarının sürekli yükselişi buna karşılık reel ürün fiyatlarının düşmesi ve aradaki makasın çiftçi aleyhine değişmesinden kaynaklanan bir takım belirsizlikler…

Bu gündemle ilgili olarak çiğ süt üretimini güvence altına alacak stratejiler geliştirmeliyiz. Tüketicinin daha fazla fiyat artışından etkilenmemesi için üreticiyi desteklemek yoluyla fiyatların kontrolünün sağlanması yönünde yapılan çalışmalarla bu durum toparlanabilir gibi görünüyor.

Zarar Eden Çiftçi Sencer Solakoğlu Mu?
Çiğ süt tavsiye fiyatlarının değerlendirilmesinde tek canı yanan, serzenişlerde bulanan Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Genel Başkanı Sencer Solakoğlu. Dolayısıyla Sencer Bey’in çiftliğinde bulunan hayvanlar ya çok sosyetik; sabah yedikleri yemi akşam yemiyor ya da çok zengin yem rasyonu hazırlatıyor. Çünkü hayvancılık sektöründe söz sahibi birlik ve STK’larda bu denli bir serzeniş yok. Ayrıca bu konuyla ilgili olarak süt üreticileri ve temsilcilerinde bir birliktelik te yok gibi görünüyor.

Çiftçiyi Eylem Yapmaya Yönlendirmek Çözüm Değil!
Birçok Anadolu kentinin sosyo ekonomik yapısında çiftçilik önemli bir yer tuttuğu için, kent halkıyla çiftçi hareketinin buluşması kolaydır. Çiğ süt fiyatlarını protesto etmek amacıyla traktörlerle yollara düşerek ulaşımı yavaşlatmak çözüm değildir. Çiftçi genelde traktörlerine (genel, sigorta ve egzoz) muayeneleri yaptırmaz. Çünkü traktör tarla, ahır ve ev arasında çalıştırılır. Çiftçiler için traktörle çocukları okula bırakayım, en yakın ilçeye gideyim alışveriş yapayım ya da biraz dolaşayım durumu olmaz. Eksik evrak ve muayene işlemlerinden dolayı yollara çıkan traktörlere uygulanacak cezai işlemleri düşünmek bile istemiyorum. Ayrıca Türk çiftçisi hiçbir zaman polislerimizle karşı karşıya getirilmemelidir.

Dik Duralım Ama Dikleşmeyelim!
Sencer Bey’in çiğ süt tavsiye fiyatlarıyla ilgili olarak haklı olduğunu düşünerek dik durmasını bir çiftçi çocuğu olarak anlıyorum. Fakat dikleşmesine bir anlam veremiyorum. Kendisi yapmış olduğu tarımsal faaliyetlerle örnek bir çiftçidir. Temsil gücünüzün olmadığı bir yerde haklarınızı savunamazsınız. Bu durumda insanları kırarak, dökerek bir sonuca varamazsınız. Ayrıca kişileri ve kurumları karşınıza alarak sonuç almak mümkün de değil. Tarımsal faaliyetlerin içinde olan bütün birlikleri ve STK’ları çalışır hale getirerek uygun bir zamanda ilgili kurumlarla çözümleyici kişilerle irtibata geçmeniz son derece önemlidir. Hep birlikte hareket ederek, ortak bir kararda birleşerek güçlü olmak sizleri daha kısa zamanda sonuca ulaştırır.

Çiftçinin durumunu ve profilini bilen biri olarak anlatmak isteğim: Birleşip yükselmek, yükselip birleşmekten her zaman daha iyidir. Bu cümleyi daha da anlaşılır hale getirmek için matematik diliyle de anlatmak istiyorum.


Milli Üretime Destek Verilmeli!
Milli üretimle devam etme zorunluluğumuzu aklımızdan çıkarmayalım. İthalat politikasını unutalım. Temel gıda ürünlerini kendimiz üretmeliyiz. Üretim potansiyelimizi dış güçlerin inisiyatifine bırakırsak olacakları düşünmek bile istemiyorum.
Ülke olarak sütte yeterli üretime sahibiz. Üretici maliyetlerinin yüksekliğinden kaynaklanan sorunların yanında pazarlamada ve tüketiciye ulaşmada sorunların olduğunu da unutmayalım. Süt sağımdan sonra üretici açısından biran evvel elden çıkarılması gereken bir hammaddedir.

Sütten Feyz Alabiliriz!
Kamu iradesiyle, üretici kesimiyle ve sanayiciyle uzlaşma içinde olabiliriz, asgari müştereklerde birleşebiliriz, tüketicimize olan sorumluluğu birlikte paylaşabiliriz, uluslararası pazarlarda rekabet hedeflerine birlikte odaklanabiliriz. Ortak hedeflere birlikte ulaşarak sütten feyz alabiliriz.