Yerkürenin dörtte üçü sularla kaplı olup, dünyadaki toplam su miktarı 1 milyar 400 milyon kilometreküptür. Suların %97.5’i tuzlu su olduğu için kullanılamamaktadır. Kalan %2.5’lik kısım ise tatlı sudur. Tatlı suların yaklaşık %69.5’i kutuplarda buzul olarak veya donmuş toprak tabakasında, %30.1’i yer altı suyu, kalan %0.4’lük kısmı ise yüzey sularıdır.

Gelişmişlik düzeyine göre ülkelerin su kullanımları değişiklik gösterir. Tarımsal alanda su kullanımı; az gelişmiş ülkelerde yaklaşık %82’lerde iken, sanayi alanında gelişmiş gelir düzeyi yüksek ülkelerde ise %30’ların altına düşmektedir.

Dünyadaki tatlı su kaynaklarının yaklaşık %69’u tarım, %23’ü sanayi ve %8’i evsel amaçlı kullanılmaktadır. Bu oranlar kıtalara göre değişiklik göstermektedir. Örneğin Afrika’da tarım %88, sanayi %5 ve evsel amaçlı su kullanımı %7’dir. Avrupa’da ise söz konusu oranlar sırasıyla, %33, %54 ve %13 olarak belirtilmiştir (UNESCO, 2008).

Ülkemizde ise 2016 yılında kullanılan 54 milyar metreküp suyun 44 milyar metreküpü tarımsal sulama (%74), 7 milyar metreküpü içme suyu (%13) ve 7 milyar metreküpü endüstride (%13) kullanılmıştır. DSİ verilerine göre tarım sektöründe sarf edilen 44 milyar metreküp suyun kullanım dağılımı şöyledir: Ülkemiz genelinde sulanan alanların %67’si yüzeysel sulama, %33’ü ise basınçlı sulama yöntemleri (damla %14 ve yağmurlama %19) ile sulanmaktadır.

2021 yılında su ve sulama yatırım bütçesi 2.4 kat arttırılarak 15.3 milyar liraya çıkartıldığından, 2021yılı âdeta su ve sulama yılı olacaktır. Çiftçilerimizin tarla içinde basınçlı sulama sistemlerini (damla, yağmurlama sulama) kullanmaları teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Böylece basınçlı sulama sistemi kullanılma oranının %33’lerden %50-60’lara çıkarılması hedeflenmektedir. Dolayısıyla modern kapalı sistem basınçlı-borulu sulamaya geçilmesiyle iletim ve buharlaşma-evaporasyon kayıpları minimum seviye indirilecektir. Yağmurlama sulamalarda %25-35, damla sulamalarda ise %50-65 su tasarrufu sağlanacaktır.

ÇİFTÇİLERİMİZ AÇISINDAN MEMNUN EDİCİ BİR GELİŞME FAKAT…

T.C. Tarım ve Orman Bakanlığının 2021 yılında sulama yatırımlarına öncelik vereceğini açıklaması, çiftçilerimiz açısından mutlu edici bir gelişmedir.

Fakat geçmişte yapılan sulama desteklemelerinin çiftçiye etki analizi, beklenilen değerde olmamıştır. Parayı, sulama malzemesi satan bayiler kazanmıştır. Sulama konusunda hangi kuyudan kaç tabanca su çıkar; kafadan atmaca sözlerle çiftçilere yön vermeye çalışan bayiler ve uygulama yapan tesisatçılar olmuştur. Basınçlı sulama (damla ve yağmurlama) sistemini kendileri bilmediği gibi, sulama sistemi tekniklerini yeterince bilemeyen çiftçilerimize damla ve yağmurlama sulama ile nasıl “salma-damla sulama” yapılır; bayiler, temsilciler ve tesisatçılar fazlasıyla göstermişlerdir. Aynı şekilde devam ederse işletme kenarlarında boru çöplükleri görmek kaçınılmaz olacaktır.

Sulamada çiftçiler toprağa bitki kök bölgesine ne zaman ve ne kadar sulama suyu vermeleri gerektiğini doğru belirleyememektedirler. Genellikle gerekenden çok fazla (aşırı) sulama suyu verilmekte, su israfı olmakta, verim ve gelir azalmakta, ayrıca toprak tuzlanmakta, çoraklaşmaktadır. Bazen de çiftçiler gerekenden daha az su vermekte, bitki strese girmekte, verim ve gelir azalmaktadır. Çiftçilerimizin doğru zamanda ve gereken miktarda sulama suyu uygulayabilmeleri, eğitim almadan veya gerekli araçları kullanmadan oldukça zordur. Çünkü toprak özellikleri, bitki özellikleri ve fenolojik su istekleri, iklim koşulları (özellikle yağış) ve yörenin agroekolojik koşulları bölgeden bölgeye önemli miktarda değişim göstermektedir. Çiftçilerin toprakta verimlilik analizi yaptırmaları ve toprak nemini ölçen sensörler kullanmaları, sulamada doğru karar vermelerine yardımcı olacaktır. Bu durumda önemli düzeyde su tasarrufu sağlanabilecektir.

Söz konusu yatırımlardan beklenen su tasarrufunun ve gelir artışının sağlanabilmesi için, bu sistemlerin konu uzmanı bir ziraat mühendisi tarafından projelendirilmesi gerekmektedir. Ziraat fakültelerinin kültür teknik veya tarımsal yapılar ve sulama bölümlerinden mezun olan ziraat mühendisleri, sulama sistemlerinin tasarımı ile ilgili olarak çok sayıda ders almakta, yörenin koşullarına en uygun ve en ekonomik sulama sisteminin kurulması konusunda tecrübe sahibi olmaktadır. Ziraat Mühendisleri Odasının Yetki Tüzüğünde de sulama projelerinin, konu uzmanı ziraat mühendisi tarafından projelendirilebileceği açık olarak belirtilmektedir. Buna karşın ülkemizde konu uzmanı olmayan ziraat mühendisleri veya başka meslek mühendisleri tarafından sulama projeleri hazırlanabilmekte, bu projeler çeşitli kurumlar tarafından kabul edilip, proje desteği verilmektedir. Bu yanlış projeler nedeniyle en büyük kaybı çiftçiler yaşamakta, toprak ve diğer ekolojik kaynakların sürdürülebilirliği de tehlikeye girmektedir. Konu uzmanı olmayan kişilerin sulama projesi hazırlaması kesinlikle önlenmelidir.

Güçlü ekonomi ve tam bağımsız bir Türkiye için ihtiyaç duyduğumuz güçlü tarım atılımlarını ancak, nitelikli insan kaynağıyla elde edebiliriz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olan 2023 yılında, bizim hayal ettiğimiz hedeflerin mimarları, ekonomik gelişmenin, verimlilik artışının anahtarı; “ziraat fakültelerinde yetişen mühendisler” ve “Türk çiftçileri” olacaktır.