Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de mevsimlik tarımsal üretimde yerli ve yabancı göçmen iş gücü kullanımı yaygındır.

Yoksulların rekabetinin yaşandığı kırsal alanlar ve mevsimlik tarımsal üretim yerli işçilerin, göçmen işçilerin ve yerel halkın bir karşılaşma alanıdır. Dolayısıyla mevsimlik geçici tarım işçiliği, ülkemizde dinamik bir sosyal alan olarak değişim geçirirken, aynı zamanda da farklı etnik grupların karşılaştıkları bir arena olmuştur.

Ülkemizde mevsimlik tarım işçileri çeşitli bölgelerde; tarımsal üretimin hemen her kolunda çalışmalarını sürdürmektedir. Hayvancılıktan çobanlığa, çay, fındık, kayısı, narenciye ve pamuk toplamaktan, sebze yetiştiriciliğine tarımın bütün faaliyetlerine odaklanmışlardır.

Ülkemiz tarımında yaşanan sosyoekonomik değişim, Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki üretimi ve işçilik biçimlerini yakından etkilemiştir. Görünür en büyük sorunların başında büyük kentlere ve yurt dışına göç olmuştur. Başka alanlarda istihdam olanaklarının artması ve arazilerin miras yoluyla küçülmesi gibi nedenler de tuzu biberi olmuştur. Bölgede etkisini gösteren sosyoekonomik dönüşüm, öncelikli olarak aile bireyleriyle ve yoksul orman köylerinden temin edilen mahalli işçilikle fındık üretimi yapılırken daha sonra tarımsal faaliyetin önemli bir kısmının mevsimlik göçmen iş gücüyle karşılanması yoluna gidilmiştir.

Özellikle hayvancılık yapılması ve ilgili olarak ot biçimi gibi yapılan işler Kars ve Ardahan yöresinin temel tarımsal faaliyetidir. Bu bölgenin tarımsal kaderi, eğitim seviyesi artan yeni neslin kırsaldan kente göç etmesi, tarımsal faaliyetlere ilginin azalması ve yaşlanan nüfus gibi görünür sebeplerden dolayı bölge çiftçisinin tarımsal üretimde ücretli işçi çalıştırmasını zorunlu kılmıştır.

Ülkemizin genelinde son yılların en popüler mesleği “çobanlık” olmuştur. Çoban çok kıymetlidir. Çobanlık yapan kişi sayısının azalması ise bu mesleğe ayrı bir değer katmıştır. Hayvanların kontrolünü, güvenliğini ve otlatılmasını sağlayan çobanlık da popülaritesini arttırmış ve şimdi “sürü yönetimi” adını almıştır. Hayvancılıkta istenilen verimlerin elde edilmesi ve sürünün devamı, başarılı bir sürü idaresine bağlıdır. Özellikle Kars ve Ardahan yöresinde hayvanlar çok değerlidir, üretici hayvanlarına gözü gibi bakar. Üreticiler kıymet verdiği hayvanlarını da güvenebileceği çobanlara emanet etmek ister.

Geleneksel olarak yoksul yerli halk tarafından yapılan çobanlıkta, Şanlıurfa ve Diyarbakır’dan gelen çobanların da istihdam edildiği görülürdü. Son birkaç yıldır büyükbaş besicilik konusunda besi hayvanlarının bakımında Orta Asya ülkelerinden gelenler, Suriyeliler, Afganlar ve Gürcüler istihdam edilmektedir. Çobanlık faaliyetinde ise son yıllarda artan sayıda Suriyeli göçmenler görülse de, çobanlıkta Gürcülerin özellikle Afganların başarılı bir dönem geçirdiği görülmüştür.

Son birkaç yıldır Suriye, Afgan ve Gürcü işçilerin yaygın olarak çalışmaya başladığı tarımsal faaliyetlerimizde koronavirüs sürecinde Güneydoğu Anadolu illerinden, özellikle Şanlıurfa ve Adıyaman’dan gelen işçiler sahaya hâkim olmuşlardır. Diğer taraftan koronavirüs sürecinde kentlerden dönen gençler ve yoksul yerli halk, tarımsal faaliyetleri tekrar benimsemişlerdir.

Tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi için mevsimlik tarım işçiliği her zaman güncelliğini korumuştur. Özellikle koronavirüs sürecinde bu durum çok iyi anlaşılmış ve mevsimlik tarım işçileri hak ettikleri değeri bu dönemde görmüştür. Mevsimlik tarım işçileri ortadan kaybolmaz, sadece gidecek başka bir yer ararlar. Göç etmenin ana nedeni, hayatını kazanacakları başka diyarları arama çabasıdır.

Ülkemiz tarımında gelecek var…