Ülkemizde tarım politikasını yönlendiren ve istenilen hedeflere varabilmek için gerekli önlemleri alarak bunların uygulanmasında karar verici olarak Tarım Bakanlığı bilinir.

Dolayısıyla tarımla ilgili bütün olumlu olumsuz durumlara karşı tek muhatap, Tarım Bakanlığı olarak görülür ve yapılan bütün eleştirileri göğüslemeye çalışır.

Aslında tarım politikasını yönlendiren, karar verici olan devlet kuruluşları ve ulusal alanda faaliyet gösteren organlardır. Bu organlar; tarımsal kooperatifler, mesleki örgütler, sivil toplum örgütleri, tarımsal eğitim kurumlarıdır.

Tarım Bakanlığı, bir ülkenin tarım politikasını resmi olarak yürüten kurumudur, koordinasyonu sağlayan en önemli birimdir. Her ülke kendine özgü bir tarım politikası belirler ve bu politikayı uygular. Bunun nedeni ülkelerin birbirinden farklı özelliklere, farklı tarımsal yapıya sahip olmalarıdır. Ancak ne olursa olsun her ülke tarımını desteklemektedir. Tarım Bakanlığı da bu desteklemenin nasıl uygulanacağını belirleyen ve koordinasyonu sağlayan en önemli kuruluştur.

Tarımsal kooperatifler, üreticiler tarafından kurulmuştur. Ülkenin tarım politikasının yürütülmesinde etkili olabilirler. Bu etki daha çok yönlendirici konumdadır. Kooperatifler birçok alanda örgütlenebildiği için faaliyet gösterdiği alandaki politikaların oluşmasında önemli rol oynarlar. Tarımsal üretimde yıldan yıla görülen dalgalanmalar da önlenebilir. Tarım kesiminde üretim artışı, arzın kontrolü, ürün ve girdi piyasalarının düzenlenmesi gibi, tarımın gelişmesi için hizmetler, üretici kooperatifleriyle kolayca gerçekleştirilebilir. Var mı böyle kooperatiflerimiz(!)?

Meslek örgütleri: Tarım politikasının yürütülmesinde etkili olan başka bir kurum da meslek örgütleridir. Çiftçilerin kurup yönettiği ve ülkenin tarım politikasının şekillenmesinde rol oynayan kuruluşların başında “ziraat odaları” gelmektedir. Ziraat odaları, mesleki hizmetleri görmek, tarım sektörünün her alanda genel menfaatlerine uygun olarak gelişmesine ve devletin tarımsal plan ve programlarının gerçekleştirilmesine yardımcı olmak, çiftçilerin ortak ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak ve üreticiler arasında iş birliğini sağlamak amacı ile kurulmuştur. Çiftçilerin gerek haklarını savunmak gerekse onlara girdi temin etmek, her türlü bilgiyi çiftçilere ulaştırmak vb. konularda görev yapan, çiftçilerin meslek örgütüdür. Var mı böyle bir meslek örgütümüz(!)?

Sivil toplum örgütleri ülke tarım politikasının yönlendirilmesi ve yürütülmesinde etkileri son derece az gibi görünen kuruluşlar olmasına rağmen sivil toplum örgütleri önemli lobi faaliyeti yaparak çalıştıkları ürün veya ürün grubunda politika oluşturabilmektedirler. Sivil toplum örgütleri genelde bir ürün grubunu üreten veya bu ürünü işleyerek ticaretini yapan sanayicilerin kurduğu dernek, platform, birlik vb. isimler altında birleşerek başta Tarım Bakanlığı olmak üzere konu ile ilgili tarım politikası yürütücülerine baskılar yaparak politika belirleyici konumda olabilirler. Var mı böyle meslek örgütlerimiz(!)?

Tarımsal eğitim kurumları: Ülkelerin gelişmişlik düzeyi arttıkça araştırmaya, eğitime ve bilime ayrılan kaynaklar da artmakta ve diğer sektörler gibi tarım sektörü de birçok sorununu çözebilmektedir. Tarımsal eğitim kurumlarında (araştırma enstitüleri, üniversiteler, tarım meslek liseleri(?), vb.) Tarımsal alanda yapılan araştırmaların sonucunda elde edilen bulguların uygulanarak ülke tarım politikasının buna göre yönlendirilmesi, o ülkenin güçlü bir tarıma sahip olmasına neden olabilir.

Ülkemizde ulusal alanda faaliyet gösteren organlara kısaca değinmeye çalıştım. Ülkemiz tarım politikasının belirlenmesinde ve uygulamada bu organlar üzerine düşen görevi yaparlarsa hiçbir sorun yaşanmayacağını düşünüyorum. Amaç kırmak, kırılmak değil; yenilenmek, ilerlemek, geriye bakarak, ders alarak ileriyi görmektir.

Ülkemiz tarımının, ulusal alanda faaliyet gösteren organlarla birlikte sahiplendiği politikalarla, bulunduğumuz coğrafyada lider olmamızı temenni ediyorum.