Yaşam kalitesi kişilerin aldığı eğitim ve üretkenliğiyle, devletlerin ise ülkeler arası güç gösterisine kadar her şeyi artık dünya bilim sıralamasındaki yeri belirliyor.

Yanılanlarla, ileriyi görenler arasındaki farkın bugün gelinen nokta açısından çok önemli olduğunu gördük. Tarımın geleceğinin görülemediği durumlarda tarım yerlerde sürünürken, ülke tarımının ilerisini görenler tarımı kendilerinin bile hayal edemeyecekleri noktada buluyor. Dolayısıyla bazı konularda ülkemiz tarımında “hayalin de ötesinde gelişmeler yaşanıyor.”

Tarımda gelecek öyle çabuk geliyor ve öyle hızlı eskiyor ki, ona ayak uydurmak zorunluluğu doğuyor. Ülke olarak başka şansımız da yok gibi görünüyor!..

Ülkemizde tarımsal sorunların tartışıldığı, çözüm ve politikaların üretildiği geniş tabanlı toplantılardan sonra 25-27 Kasım 1997 tarihlerinde yapılan I. Tarım Şurası, 7 yıl sonra 29-30 Kasım-1 Aralık 2004 tarihlerinde yapılan II. Tarım Şurası ve 18-21 Kasım 2019 yılında yapılan III. Tarım Şurası genel hatlarıyla incelendiğinde yapılması gerekenleri ve alınacak önlemleri Başbuğ yıllar önce görerek “Tarım Kentleri” projesini hazırlayarak program hâline getirtmiştir.

Rahmetli Alparslan Türkeş Bey, tarihte örneklerine pek sık rastlanmayan müstesna şahsiyetlerden biridir. “Bilge Lider”, “Tarihi Şahsiyet” gibi sıfatlar, Alparslan Türkeş Bey’i anlatmakta kullanılan başlıca sıfatlar olarak Türk milleti tarafından benimsenmiş ve kabul görmüştür. Tarihi geleneğimiz açısından onu en iyi anlatan, tanımlayan sıfat ise “Başbuğ” olmuştur. Alparslan Türkeş Bey, Türk dünyasının Başbuğu unvanına sahip, tarihi bir şahsiyettir.

Yaşadığı çağı aşan lider, Başbuğum Türkeş Ülkemiz tarımının gerçeklerine uygun uzun, orta ve kısa vadeli planlamalarla çözüme yönelik hedefleri olan ve bu hedefleri uygulayan bir tarım politikası ile üretici, işçi ve tüketici mutlu olabilir. Bunun için devletin koruma şemsiyesi altında kendini güvende hisseden örgütlü çiftçi, liyakatli, uzman bir kadronun katılımı ile hazırlanan ve uygulanan tarım politikaları başarılı olur.

Rahmetli Başbuğ; köylerdeki nüfusun zamanla şehirlere akacağını yıllar önce sezmiş ve “Kalkınmanın büyük merkezlerden çevreye doğru değil, çevreden başlatılarak büyük merkezlere doğru yürütülmesi lazımdır” diye belirtmiştir.

Güçlü yarınların teminatı için “yerli” ve “milli” plan, proje ve teknoloji hamlesini gerçekleştirmeliyiz anlayışıyla “Tarım Kentleri” projesini programa almıştır. Bu proje ile köylerimiz ekonomik ve sosyal yapı değişikliğine uğrayacaktır. Tarım Kentleri, köy ve milli kalkınmamızın temel projelerinden birisi olacaktır.

Bu proje ile iki köklü devrim gerçekleşecektir. Bunlardan birisi sosyal, ikincisi ise ekonomik köy kalkınmasıdır. Bu projeyle köylerimiz sosyal yönden yeni bir yerleşme biçimine sokulacaktır. Yol, su, elektrik gibi temel altyapı tesislerine, okul, hastane, kamu hizmeti yürüten kurumlar gibi sosyal ve kültürel tesislere ve nihayet atölye, fabrika ve diğer ekonomik kurumlar olacaktır. Yapılacak iş, her bölgede kurulu köyler arasından bir tanesini merkez-cazibe köyü olarak seçmek, altyapı, sosyal, kültürel ve ekonomik tesisleri bu merkez köyünde kurmaktır. Bu köy, ilk, orta ve daha yüksekokulları, teknik ve mesleki eğitim kurumlarını, hastane, kütüphane ve konferans salonlarını, adliye, nüfus, postane gibi resmi daireleri kapsayacaktır. Bu köy çevresinde tarım aletleri, gübre ve ıslah edilmiş tohumluk fabrika ve istasyonları, banka ve sigorta gibi sınai ve ekonomik tesisler kurulacaktır.

Böylece merkez-cazibe köyü kentleşecek, tarım kenti hâlini alacak, çevredeki diğer köy halkını, işçi, memur ve mühendis olarak kendisine çekecektir. Köydeki atıl iş gücü üretici olacak, tarımdan endüstriye kaynak akımı başlayacaktır. Tarım makine ve aletleri yapan makine sanayii, gübre sanayii, ıslah edilmiş tohum sanayii, tarım mücadele sanayii kurulacaktır. Her tarım kenti, aynı zamanda bir tarım sanayii kenti olacaktır.

Köyün ekonomik kalkınmasının ikinci yönü, reformlardır. Tarım reformu, üç hareketten ibarettir. Toprak reformu, teknik ve kredi reformudur. Toprak reformu, ilk olarak parçalanmış tarım topraklarının toplulaştırılmasını sağlayacaktır. Tarım işletmeciliğinde gerekli teknik araçlar ve krediler bir teşkilat eliyle sağlanacak ve bu teşkilat, tarım reformunun üçüncü hareketi olan köy tarım kooperatifleri olacaktır. Kooperatife üye olmak zorunlu olacaktır. Bu kooperatiflerde her üye köylü, toprağının ve emeğinin sahibi olarak kalacak, ayrıca kredi, sermaye, emek ve teknoloji israfını önlemek için ekonomik anlamda büyük kooperatif işletmeler kurulacaktır. Amaç verimi arttırmak, ülkemizi kalkındırmaktır.

Köy tarım kooperatifleri, teknik araç ve kredi dağıtımında yetkili olup ayrıca pazarlama görevini de yürütecektir. Her köylü ürününü buraya satacak, aracı ve tefeciler, emeksiz para kazanan sömürücüler ortadan kalkacaktır.

Alparslan Türkeş Bey’e göre Türk milletinin kalkınması sanayileşme ile birlikte ve aynı zamanlı olarak köylünün kalkınmasını temin etmek ve bilgi toplumu seviyesini yakalamakla mümkün olacaktır.

Fikir ve projelerin doğruluğunu kabul etmek kadar, onlara uygun doğru plan ve programların aynı zamanda uygulanması önemlidir. Doğru plan ve programlar hazırlanıp, ehliyetli Türk milliyetçisi, Ülkücü(sert bakışlı gençler) kadrolar ile takip ve tatbik edilerek her türlü çalışmada olduğu gibi tarımsal çalışmalarda da başarılı olunacaktır.

Başbuğ’un işaret ettiği, emanet ettiği, miras bıraktığı ülke tarımına yön verecek olan “Tarım Kentleri”ni güncelleyerek hayata geçirme görevi bugün “sert bakışlı gençlerin” omuzlarındadır. Bu “sert bakışlı gençlerin” etraflarındaki demir dağları eriterek, yeniden dirilişi sağlayacağı günler ise yakındır.

Başbuğum, karizmatik liderim, nur içinde yat… Sonsuz şükran ve minnet duygularımla, aziz ruhun önünde saygıyla eğiliyorum…