RUSYA VE UKRAYNA, KÜRESEL TARIMIN ÖNEMLİ OYUNCULARI !

Karadeniz Bölgesi’ndeki tarımsal gelişmeler global ölçekte tüm oyuncular ya da oyun kurucular tarafından yakından takip edilmektedir. Ukrayna ve Rusya'dan önemli miktarda tahıl ve yağlı tohum ürünleri dışalımı yapan (ithal), nüfusça yoğunluk gösteren Orta Doğu ve Asya gibi bölgelerde, tarım ürünleri ticaretindeki aksamadan doğrudan etkileneceklerdir. Türkiye’de bu kapsama alanındadır. Nitekim Ukrayna ve Rusya arasındaki sıcak savaşta,  Azak denizinden çıkışlarına izin verilmeyen yemeklik yağ taşıyan gemilerin ulaşımda birkaç gün gecikme yapmaları, ülkemizde ciddi bir beslenme-tüketim-tedarik krizi yaratmış ve yağ kuyrukları geçen hafta yaygın halde görülmüştür.

Rusya ve Ukrayna; küresel tarım, gıda ve ekonomide ticari faaliyetlerin konusu olan temel ihtiyaç mal ya da materyal (emtia) ticaretinin önemli oyuncuları, piyasanın da ayrılmaz bir parçasıdır. Doğrudan hem de dolaylı olarak güçlü misilleme niteliğindeki ekonomik yaptırımların getirilmesiyle, tarım-gıda ticareti ciddi şekilde etkilenmiştir. Üretim maliyetleri (özellikle enerji ve tarımsal kimya ürünleri,  gübre) ve nihayetinde küresel gıda mevcudiyeti ve fiyatlarını da etkileyecektir.

BİZDE ZARAR GÖRECEĞİZ, AVRUPA DA!

Yaptırımlarla ilgili endişeler, kısasa kısas şekilde yapılması bir dizi sektörde zincirleme-domino etkisine yol açabilecek ve mevcut pazar yeri ve ticaretin değiştirilmesine yol açacaktır. Beklenilen hedeflerin ötesinde sonuçlar almakta, kaçınılmaz olacaktır. Petrol/gaz arzına yönelik yaptırımlar veya kesintiler; hâlihazırda yükselen toptan satış pazarlarında daha fazla artışa neden olacaktır. Son zamanlarda petrol/gaz fiyatlarındaki artışları gördüğümüz gibi, yine artış yönlü etkiler, sadece enerji/elektrik fiyatlarında değil, aynı zamanda gıda ve tüketim malları gibi kaynak kullanılarak, üretilen diğer birçok üründe de kesinlikle hissedilecektir.  Bir taraftan savaş devam ederse ve birkaç ay sonra, hasat mevsiminde ihracat tamamen durdurulursa Ukraynalı çiftçiler, yazlık ekilişler için ayçiçeği ve mısır gibi mahsulleri ekemezlerse, bu durum kriz halini geçip kaos ortamına dönecektir. Bu durum başta ülkemiz olmak üzere, tüm dünyaya fazlasıyla yansıyacaktır. Diğer taraftan Rusya, Ukrayna'nın tam kontrolünü ele geçirirse, küresel gıda arzı pastasının daha da büyük bir parçasını alacaktır. 

ÜLKEMİZDE TARIM VE GIDA OKUNUYOR, YAZILIYOR VE MERAK EDİLİYOR!

Ülkemizde artık tarımsal üretimimiz mevcut politikalarımız konuşuluyor ve yazılıyor. Buna bağlı olarak insanların duyarlılıkları arttı ve insanlar artık yediğini-içtiğini sorgulamaya başladı. Başta merkezi idare olmak üzere; dış ticaret politikalarından sorumlu T.C. Ticaret Bakanlığı, ekonomiden ve finansmandan sorumlu T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı koordineli bir şekilde düzenlemeler yapmalı, kararları birlikte almalıdır. Ayrıca Tarım Bakanlığı bünyesinde bulunan kurum ve kuruluşlar (genel müdürlükler, enstitüler, KİT kuruluşları vb.) danışma-dayanışma esaslı koordineli bir çalışma yapmalıdır.   

BİZİM YAPAMAYIP DA KANADA’NIN VE UKRAYNA’NIN YAPTIĞI ŞEY NE?

Buğdayı ekim döneminden dolayı kaçırdık ama ayçiçeği (yağlık ve tane) mercimek, nohut, fasulye, bezelye üretimini artırmak, bugün dünden daha çok önemli! Mercimek tohumluğunu ülkemizden temin eden Kanada; dünya mercimek üretiminin yüzde 40’ını dışsatımın ise yüzde 55’ini tek başına karşılıyor. Yine Ukrayna ayçiçeği tohumluğunun yüzde 20’sini ülkemizden karşılıyor. Ukrayna’nın ayçiçeği yağı ihracatı, küresel ihracatın yaklaşık yüzde 40’nı oluşturuyor. 

Kanada ve Ukrayna bahanelere sığınmıyor, “bizim elimizden bu kadar geliyor” demiyor! Arazinin büyüklüğünün, küçüklüğünün arkasına sığınmıyor. Hedef belirliyor ve bu hedef doğrultusunda politika üretiyor ve ürettiği politikayı (tarım bakanları değişse dahi) uyguluyor. Arkasından planlama yapıp desteğini de veriyor. Özetle, Kanada ve Ukrayna’nın tarıma bakış açıları farklı! Kanada ve Ukrayna’nın yapıp ta ülkemizin yapamadığı tam da bu işte. Kanada’nın mercimek tarımı bize göre çok daha zor olmasına karşın, bize tur bindirmeleri ayrıca çok üzücü bir durumdur. Bir zamanlar dışsatımda tekel durumunda olduğumuz yemeklik tane baklagiller ticaretinde, bugün alıcı durumuna düşmemiz acı bir gerçekliktir.

NELER YAPABİLİRİZ? VERİLDİ YETKİ,  GÖSTERELİM ETKİ !...

Boş arazileri değerlendirerek üretim yapmak çok büyük katma değer sağlayacaktır, gibi popülist söylemlerle böyle bir dönemi atlatmamız çok zor! Boş arazilerin büyük çoğunluğu hazine ve maliye arazileri, diğer bir kısmı tarım il ve ilçe müdürlüklerine demonstrasyon yapılacak diye ayrılan bugünlerde birçoğu kullanılmayan binlerce dekar arazi ile diğer kısım ise tapu intikal, mirastan dolayı uyuşmazlık kaynaklı boş bırakılan arazilerdir. Ancak ekonomik nedenlerle gübre, mazot ve tohumluk fiyatlarındaki astronomik artışlardan dolayı tarlasını boş bırakan yurttaşlarımız da görsel basında izlenmektedir.

Boş bırakılan arazilerin yanı sıra birde kayıt dışı, Çiftçi Kayıt Sisteminde (ÇKS) kaydı olmayan tarım arazilerimiz var! Üstelik te hemen burnumuzun dibinde, Ankara’nın Beypazarı ilçesi. 2020 yılı verilerine göre ÇKS’ye kayıtlı tarım arazisi 224.759 dekar toplam alanın yüzde 36.7’si iken, ÇKS’ye kayıtlı olmayan tarım arazisi 378.819 dekar toplam alanın yüzde 63.3’üne denk gelmektedir. Özetle toplam 603.578 dekar tarım arazisinin 378.819 dekarı kayıt dışı (tapu intikal, geçmişte yapılan yanlış tapu kayıtları, mer’a ve ecrimisil ödemesi ile ekilen hazine arazisi gibi) tarım arazisidir.

Tarım arazisini çiftçi ekiyor-biçiyor. ÇKS kaydı şehirde yaşayan çoğunlukla emekli ve memur kesiminde olduğu için tarım desteğini bavullu çiftçiler almaktadır. Bu kesim hem destek alıyor hem de çiftçiden tarla kirası alıyor. Üretmediği ürünün faturasını da ayarlayıp, destek almak için başvuru yapanların da sayısı da az değil !.. Bu durumda söyler misiniz, tarım arazisi olmayan ve tek geçim kaynağı üretmek olan çiftçi ne yapsın? Mecburen kiralıyor ve ekiyor! Çünkü araziyi o kiralamazsa, başka koşullarda başka bir çiftçiye kiralayacak. Buna bir çözüm üretmemiz lazım!

2022 ürünü için belirlenen tarımsal destek ödemeleri 2023 yılı bütçesinden yapılacak! 2023 yılında ödeme yapılacak desteği, 2022 yılında yapılacakmış gibi duyurmanın kimseye hiçbir getirisi yok! Yine bir defaya mahsus olmak üzere 2022 üretim döneminde; ayçiçeği (yağlık ve tane) mercimek, nohut, fasulye, bezelye vb. yazlık ürünlere peşin olarak ekim döneminde ek girdi desteğinin verilmesi öncelikli ve acil durumdur. Ayrıca TMO’ca alım garantisi verilmelidir! TMO, ayçiçeği yağını satıyor ama tohumunu almıyor, akla zarar bir ekonomik modeldir.

Son söz: Ülkemiz ayçiçeği ticaretinin sekteye uğramaması için alternatif pazar olarak Bulgaristan, Moldova, Romanya ve Arjantin'e yönelmeyi planlıyoruz! Ülkemizde ayçiçeği üretiminin yoğun olarak yapıldığı Tekirdağ, Konya, Edirne, Kırklareli ve Adana gibi iller toplam üretimin yüzde 68'ini karşılamaktadır. Bu illerdeki çiftçileri en yüksek oranda destekleyeceğiz ki, toplam üretimin yüzde 100’ünü karşılayabilsinler. Yabancıya Dolar-Euro verip çiftçisini destekleyeceğimize, kendi çiftçimizi destekleyelim! Anadolu’da şöyle derler: Elle gelenle öğün olmaz, o da bu yıl bulunmaz. Verin Şabana gitmez yabana’’!...